ABB Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, “Erzurum’da kadınların özgür olmadığını ve baskı altında yaşadığını iddia edenler, akıl ve ruh sağlıklarını mutlaka gözden geçirsinler!” dedi.
Anadolu Basın Birliği (ABB) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, “Erzurum’da kadınların özgür olmadığını ve baskı altında yaşadığını iddia edenler, akıl ve ruh sağlıklarını mutlaka gözden geçirsinler!” dedi.
ABB Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, Dr. Demet Say Kömeç’in bir televizyon programında Erzurum’la ilgili olarak sarf ettiği cümlelerden büyük üzüntü duyduklarını söyledi. Erzurum’da kadınların özgür olmadıklarını iddia eden Demet Say Kömeç’in, kurduğu bu hüküm cümlesiyle içine düştüğü hezeyan ve yanılgıyı gözler önüne serdiğini ifade eden Çakır, “Ne ilginçtir ki, bu hanımefendi, kadınların özgür olmadıklarını iddia ettiği bu şehirde yıllardır ticaret ve kariyer yapıyor. Kendisine şunu sormak icap eder: Erzurum’da hiç engellenmiş midir, kısıtlanmış mıdır? Gecenin bir yarısında evine dönerken herhangi bir izne tabi tutulmuş mudur ya da yediğine, içtiğine veyahut da giyimine-kuşamına karışan olmuş mudur? Eğer bu hanımefendi bahsini ettiğimiz bu tür durumlarla karşılaşmış ise, onlarca yıldır bu memleketin başını neden beklemiştir, iddia ettiği gibi kısıtlı bir yaşam sürdürmeyi neden tercih etmiştir? Şayet Erzurum bu hanımefendinin anlattığı gibiyse, bir insan özgürlüklerinin kısıtlandığını düşündüğü bir şehirde bilerek ve isteyerek yaşamayı neden ister, neden böyle bir tercih yapar? İşte bu çelişkiler yumağı gösteriyor ki; doktor hanımın bu durumu tam da psikolojinin ilgili alanına girmektedir” ifadelerini kullandı.

DOKTOR HANIM CEVAP VERMELİDİR!
Erzurum’un, Dr. Demet Say Kömeç’in iddia ettiği şekliyle kadınlar için zor bir şehir olmadığının altını çizen ABB Erzurum Şube Başkanı Mehmet Musa Çakır, şunları kaydetti:
“Doktor hanımın Erzurum’u tarif ederken kullandığı cümleler, kadının ‘paşa’ denilerek payelendirildiği bu şehre hakarettir. Erzurum’da yaşayan erkekleri, şiddet yanlısı, tahammülsüz, anlayışsız, kaba-saba, sapık, cani ve saldırgan gibi göstermeye çalışmak, bize göre değil bir doktorun, aklı başında olan hiç kimsenin düşmeyeceği bir yanılgıdır. Erzurum’da onlarca yıldır güven ve huzur içerisinde ticaret yapan, kariyerine kariyer ekleyen doktor hanımın varsa saçının teline gelen zarar, hesabını hep birlikte soralım! Ama Erzurumlu kadınların bile babalarının çiftliği olsa ancak bu kadar faydalanacakları Erzurum’u ve Erzurum’daki her imkânı sonuna kadar kullanan doktor hanım neden böyle konuşmuştur, onu da bilelim! Zorunun adı nedir, derdinin adı nedir? Erzurum’da doktor hanımın tavuğuna ‘kış’ diyen mi olmuştur, sosyal yaşamının ve çevresinin önüne set çeken mi olmuştur? Ticari ve mesleki itibarına gölge düşüren mi olmuştur, sırf kadın olduğu için onu bu yoldan döndüren mi olmuştur? Kendisinden bu soruları yanıtlamasının yanı sıra, Erzurum’a attığı iftira ve altında bıraktığı töhmetten dolayı da özür dilemesi en büyük beklentimizdir. Aksi halde Demet Say Kömeç isminin Erzurum için artık hiçbir anlam ve önemi kalmayacak, uzun yıllar yer tuttuğu Dadaş’ın kalbinden en kısa sürede tahliye edilecektir. Zira Erzurum’un ve hele ki Dadaş’ın kalbi, kesinlikle ve kesinlikle yolgeçen hanı değildir!”