Erzurum’da Koronavirüs vakaları yeniden tırmanışa geçti. Geride kalan Temmuz ayında ilk dalgayı yaşamaya başlayan ve Eylül ayı ortalarına kadar günlük vaka sayılarının sürekli artış gösterdiği Erzurum’da, kısa bir süre de olsa kontrol altına alınan salgın yeniden hortladı. Günlük vaka sayılarının 750-800 bandında seyrettiği Erzurum’la ilgili olarak Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da geçtiğimiz günlerde uyarıda bulunmuştu. Erzurum’daki vaka sayılarının yarı yarıya artış göstermeye başladığı vurgusunda bulunan Bakan Koca, korunmanın tek yolunun maske, mesafe ve temizlik kuralı olduğunu hatırlatmıştı. Bakan Koca’nın uyarısıyla birlikte Erzurum’daki vaka sayıları da az-çok tahmin edilmeye başlandı. Temmuz ve Eylül ayları arasında günlük vaka sayısının 500’den aşağı düşmediği Erzurum’da, yüzde 50 oranındaki artışla birlikte rakamın en iyimser tahminle 600-700 arasında olabileceği ifade ediliyor.

YEREL TEDBİRLER PEK ETKİLİ OLMUYOR

Öte yandan salgınla mücadele kapsamında genel anlamda bir takım tedbirler alınırken, yerelde mücadele ise kafaları karıştırıyor. Özellikle toplu ulaşım araçları, denetim eksikliğinin en çok dikkat çektiği alanları oluştururken, minibüs ve otobüslerdeki doluluk oranı belli başlı noktalar dışında denetlenmiyor. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu cadde ve meydanlarda maskesiz gezmeye devam edenler dikkat çekerken, denetimlerin artık uyarı boyutundan çıkartılıp, cezai müeyyideye dönüştürülmesi gerektiği kaydediliyor. Erzurum’da bu durum en büyük eksiklik olarak görülürken, cezayla karşılaşmayan vatandaşların kurallara uyma konusunda gevşek davrandığı ifade ediliyor.

BU SORUN HEPİMİZİN SORUNU

Bu arada salgınla mücadele kapsamında hastanelerin karşı karşıya bulundukları zorluklar da dikkat çekiyor. Hastanelerdeki doluluk sebebiyle Covid olmayan zatürre hastaları bile Erzurum Şehir Hastanesi’ne yatırılmak durumunda kalıyor. Yetkililer, “Îçinde bulunduğumuz bu süreçte hastanelerin sırtındaki yükü azaltmamız gerekiyor, çünkü artık hastanelerdeki doluluk oranı sınır değerlerin üzerine çıktı. Yoğun bakımda tedavi altına alınması gereken hastalar için bile çoğu zaman yer bulunamıyor. Bu da tedavi ve taburcu edilme sürecini olumsuz yönde etkiliyor. Yer olmadığı için yoğun bakıma alınamayan hastaların böyle olunca kaybedilme ihtimali de ortaya çıkıyor. Bu başkalarının değil, hepimizin sorunu. Virüs hep başkalarının sevdiklerini almıyor, bir gün bizi de sevdiklerimizden edebilir. Bu yüzden maske, mesafe ve hijyen kurallarına sıkı sıkıya sarılmamız gerekiyor” dediler.